top of page

‘Geldim, Gördüm, Yendim’, Roma İmparatoru Julius Sezar, Roma senatosuna yazdığı mektupta geçen bu ünlü sözünü bugün Tokat ili, Zile ilçesi sınırlarında kazandığı kanlı savaş sonrasında söylemiş. Ben de yaklaşık 2.000 yıl sonra bu büyük imparatorluğun hala çok iyi korunmuş merkezinde butik bira yolculuğuna çıktım ve ‘Geldim, Gördüm, İçtim!..’  Roma Bira Turu yazısına hoş geldiniz.

 

İki bira içip kendini bir imparatorun sözleri ile tasvir etme hadsizliğine düşebildiğimiz, bazı değerlerin kaybolduğu bir yüzyıldayız. İyi mi kötü mü bilemedim ancak butik biranın peşinde eski şehir merkezinin sokaklarında kaybolmak veya özel bir viski dükkanı hakkında bilgi almak isterseniz detaylar yazının devamında.

Son Yazılar

Roma Bira Turu 2. Bölüm

Ev Biralarımız

Hakkımda

Please reload

Bu kadar güzel mekan bu kadar yakın mesafede olunca, tabana ve karaciğere kuvvet demekten başka yapacak bir şey yok.. :)

Turu yakın dostlarım ile gerçekleştirmek büyük keyif oldu. Geziyi bira turuna dönüştürmemden, her gittiğimiz yerin yakınında iyi bir bar kovalıyor olmamdan rahatsızlık duymayan bir ekiple seyahat oldukça rahatlatıcıydı. Şehir merkezinde Compo de Fiori meydanına yakın bir ev kiralamak, gezilecek her yere yakın olmak da günde ortalama 8-10 km yürümemize engel olamadı. Beraber Avrupa şehirlerinde bira turu yapalım diyen dostlara duyurulur. Şartlar zorlayıcı.

 

Roma’ya gitmeden önce gerçekleştirdiğim detaylı araştırmalar sonrası bira ve viski için ziyaret edilmesi gerekli mekanlar listesini aşağıdaki gibi oluşturdum ve tabi ki hepsine gidemedim, sizin bildikleriniz, gittikleriniz varsa yorum olarak dahi olsa paylaşın ki hepimiz bilgilenelim. Sonuçta bu site bunun için var, bilgiyi ve keyfi paylaşmak için..

Roma Bira Turu

Bira ve viski aşkı ile Roma’da ziyareti planlanan mekanlar sırasız tam liste;

  • Ma Che Siete Venuti A Fà

  • Open Baladin

  • BrewDog Roma

  • Whisky & Co (Şişe Viski Dükkanı)

  • Brasserie 4:20

  • Bir&Fud

  • Queen Makeda

  • Domus Birrae (Şişe Bira Dükkanı)

  • Les Vigneros (Şişe Dükkanı)

  • Roma Beer Company

 

Birayı bırakıp Roma’yı anlatmak lazım belki ama bu bloğun konusu değil, bilgim de kelime hazinem de yetmez zaten. Ancak Roma korunmuş eski şehir merkezi, binlerce yıldır ayakta kalmış görkemli yapıları ve çok büyük sanatçıların resim ve heykelleri ile donanmış Vatikan Müzesi ile gezilecek yerler listesinde hep ilk sıralarda olmalı. Birkaç kez gezme şansını yakaladığım bu güzel şehirde ilk defa biraya dair bir tur yapma şansım oldu, çok da güzel oldu.

Roma ile ilgili temel bilgiler;

  • Evi/Oteli şehir merkezinde tutun ve her yere yürüyün.

  • Şehir merkezi çok turistik, bazı meydan ve merkezlerde oturacak kafe bulmak dahi zor. Birçoğu da hem pahalı hem de ürünleri tam anlamı ile turist işi. Dikkat edin, 7 Euro’ya çay/kahve içmeniz olası.

  • Gitmeden önce mutlaka yerel halkın gittiği veya tavsiye edilen mekanları listeleyin. Geniş şehir merkezinde her yer turistik olduğu için mekanların görünüşlerinden veya menülerinden ne ile karşılaşacağınızı anlamak zor oluyor.

  • Vatikan müzesi, Kolezyum ve Aziz Petrus (St. Pietro) Basilica’sına giriş sıraları muazzam olabiliyor, gün ve saati iyi seçin. Biz son ikisine giremedik, daha önce görmüş olduğum için sorun etmedim ancak ilk kez gidecek olanlar dikkat etmeli. Vatikan müzesi ve St. Pietro Kilisesi için kıyafet kuralları var. Buna da dikkat.

Emma, garsonun değil mekanın adı.. Güzel bira, güzel pizza, güzel....

Hadi artık bira içelim! İlk mekanımız Emma. Birçok sitede tavsiye edilen bir restorandı ve kiraladığımız dairenin hemen köşe sokağında bulunması Roma’daki ilk yemeğimiz için ideal bir seçim olmasını sağladı. Başlangıç olarak bruschetta (ekmek üstü domates, veya salça işte.. ama güzeli çok güzel oluyor..) ve kabak çiçeği dolması söyledik. Her ikisi de beğenerek yedik. Pizzalar ise müthiş değil ancak güzeldi. İçki menüsünde tadım özellikleri ile listelenmiş biralara heryerde rastlayamıyoruz, iyi bir mekanda olduğumuzun kanıtı.

 

Yemek için uygun bulduğum Olmaia La 5 pastörize edilmemiş, filtrelenmemiş ve şişede tekrar fermente olan bir butik İtalyan Ale’i. Özel bir şarap edası ile sunulan biramız yemeğe oldukça güzel eşlik etti.

Artık, Roma’nın gürül gürül ve tertemiz sular akan meydanları, Pantheon, Aşk Çeşmesi, İspanyol merdivenleri bizi bekler. Eee biz de turistiz, ritüelleri da tamamlayalım.

Bu mekanların hepsinin ayrı bir çekiciliği var tabi ki ancak Pantheon benim için hepsinden ayrılan bir yer. İçine mutlaka girin ve gökyüzünde asılı duruyormuşcasına bir görüntü veren kubbenin altında; binlerce yıldır bu kutsal mekanda neler yaşandığını hayal etmeye çalışın.. İnanılmaz..

Bira aşkı ile ilk durağım Open Baladin. Dışarıda masası yok, ara bir sokakta, manzara da yok. Ama müthiş bir musluk menüsü, çok iyi biralar, çok iyi atıştırmalıklar var. Yemeklerini denemedim ama onlar da oldukça iyi görünüyorlardı.

 

Mekanın musluk menüsü her gün yenileniyor. Ayrıca çok özel biralardan oluşan, biraz pahalı bir şişe menüsü de mevcut ki mutlaka görülmeye değer.

 

Bu salaş ama bir bira-severi memnun etmekten öte zevklere taşıyabilecek bu barda farklı günlerde 7-8 değişik bira içme şansım oldu. Hepsinin tadım notlarını burada paylaşmam mümkün değil ancak damak tadınıza göre bir bira bulabileceğinizden emin olabilirsiniz.

Tatma şansı bulduğum biraların hepsi oldukça iyiydi. Öne çıkanlardan biri Vento Forte bira evinin CAL isimli IPA’sıydı. Açık sarı renkli kremamsı güzel görüntü veren bir köpüğü var. Koku buruk, otsu, mürver çiçeği, çimen, farklı ve çekici. Damak yine otsu ve buruk, çok acı değil ancak karakterli. Müthiş bir IPA. İtalyan butik bira evleri çok yakında Avrupa’da kendinden çok fazla söz ettirecek.

Bu biranın dışında Lariano biraevinden Tripe (Adından hiç belli olmuyor ancak Belçika Tripel türünde bir bira), Baladin Elixir (çok bira sevmeyen arkadaşımın en yüksek alkollü olanı denemek istemesi ile tatmamız da ayrı bir konu..) ve Stone Americano Stout öne çıkan biralar oldu.

Open Baladin / Vento Forte - CAL ve Stone Brewing - Americano Stout

Şimdi Compo de Fiori Meydanı yakınlarındaki Open Baladin’den hemen nehrin karşısına, daracık sokakları, özel kafe ve restoranları ile tam bir gastronomi ve eğlence bölgesi olan Trastevere’ye geçelim.

 

İlk işiniz sokaklarda kaybolmak olsun, sonra bir bira ve güzel yemekler için Bir&Fud’a uğrayabilirsiniz. Ben kaba garsonları, dışarıdaki 4-5 masa için sergiledikleri davranışlar nedeni ile bu mekana bir kez daha kesinlikle uğramayacağımı belirtmek isterim. Ancak siz gitmek isterseniz iyi yemek ve iyi biralar bulabilirsiniz.

 

Burada yine ince patates cipsimizden ve pizzamızdan vazgeçmedik. Bira olarak ise kahve, kavrulmuş malt ve bitter çikolata tınılarının önde olduğu bir bira tercih ettim. Günün ilerleyen saatlerinde kahve niyetine bira içmenin keyfi başka oluyor.

Keyifler yerinde... Neden acaba? :)

Hazır Trastevere ve Bir&Fud’a gelmişken hemen karşısındaki Ma Che Siete Venuti A Fà’ya mutlaka uğrayın. Hatta bence buraya bu mekan için gidin. Ancak sizi uyarıyorum, bu küçücük barda sadece özel bira var, çay, kahve, yemek yok.

 

Çok özel seçilmiş musluk menüsü, önünde tabureleri ve içerde en fazla 10-12 kişinin oturulabileceği bir odası mevcut. Genelde müdavimler biralarını alıp sokakta yudumluyorlar. İyi bira, iyi muhabbet. Bu mekan RateBeer sitesinde dünyanın en iyi bira barlarından biri olarak da seçilmiş. Mutlaka uğrayınız.

Bu mekan sizinle birlikte seyahat eden dostlarınız için en zorlayıcı yer olacaktır, yalnız gitmenizi öneririm ya da bira tutkunu biri ile. Benim bu mekanda içmek istedğim çok bira vardı ancak şununla yetinebildim: Amager/Lervig – Brown Boobies Falling. Tadım notları; bundan yaklaşık 500 yıl önce Kaptan Barbosa komutasındaki gemiciler bugün Maldivler olduğu tahmin edilen bir bölgeyi araştırmaya giderler ve tayfa adalardan birinde kaybolur. Bir palmiyenin altında uyuya kalan gemiciler bir anda gökten düşen kahverengi memeler tarafından saldırıya uğrarlar. Sonradan anlaşılır ki bunlar palmiyelerden kuşlar tarafından düşürülen Hindistan cevizleri. Nasıl hikaye ama.. İlginç, ancak bu birayı içerseniz bu hikayeden daha kompleks ve keyif verici tatlar damağınızı saracak. Yağlı bir damağa sahip biramız, kavrulmuş malt, koyu çikolata, hindistan cevizi, kahve... Bir porter’dan isteyebileceğiniz her şeyi müthiş bir denge ve karakter ile sunuyor.

Sadece butik bira severlere adanmış bir bar!!

Şimdi sırada bir efsane ile tanışma vakti; BONCI. Sonrasında ikonik butik biraevi BrewDog'un Roma barını ziyaret edecek,  sadece içmenin yeterli olmadığını bilerek çok iyi bir şişe bira dükkanına (Domus Birrae) uğrayacağız. Bunlarla yetinmek olmaz, girişte viskiden de bahsetmiştik; Whisky&Co viski sever dostları kendiden geçirecek. Ayrıca 2 özel yemek ve eğlence mekanı ile de turu tamamlayacağız ama tüm bunlar yazının 2. bölümünde olacak.

Sizden ricam, paylaşmanız, yorum yapıp eleştirmeniz. Ben öğrenip kendimi geliştiriken, bu sitenin ziyaretçileri de yeni yerler öğrenmiş olur. Yakında ikinci bölümde görüşmek üzere.

Butik bira bir kültürdür..

Bira Atölyesi - 11.10.2016

İlgili Yazılar

Roma Bira Turu - Tarihin ve Güzel Biranın Peşinde

bottom of page